Sihirli Fasulyeler
Yükleniyor...
Dekart'ın Kötü Cini
 Bilim   7472   08.01.18   08.01.18   0
dekartincini.jpg

Rene Dekart 1596 yılında Fransa'da doğmuş, özellikle matematik ve felsefe alanlarında önemli çalışmalar yapmış bir bilim adamıdır. Matematikte analitik geometriyi geliştirmiş, felsefede ise şüphecilik akımına metodik şüphecilik adı verilen farklı bir yaklaşım getirmiştir. Modern felsefenin kurucusu olarak kabul edilen Dekart'ın ünlü sözü "Düşünüyorum, o halde varım", geliştirdiği bu yaklaşım sonucunda ortaya çıkmıştır. Ayrıca optik çalışmalarında, ışığın yansıması ile ilgili kurallar geliştirmiş ve gökkuşağının 42 derecelik yansıma açısına sahip olduğunu bulmuştur.

  Rene Dekart  

Dekart, Meditasyonlar isimli çalışmasının ilk kısmında gerçekliğin kaynağını sorgulamıştır. Bu amaçla "sağduyu" ve "şüpheci" arasında bazı dialoglar oluşturmuştur. Algılarına güvenen sağduyu, gerçeğin güvenilir olduğunu savunurken şüpheci, gerçeğin güvenilir bir kaynağı olmadığını savunmaktadır. Sağduyu, görebildiği, duyabildiği, hissedebildiği, tadabildiği ve dokunabildiği şeyleri gerçek olarak nitelendirirken şüpheci, algılarımızın bizi rahatlıkla aldatabileceğini, bu yüzden gerçeği tanımlamada algılarımızın güvenilir olmadığını savunur. Şüpheci konu üzerinde şöyle bir örnek verir, "Bir sopayı suya daldırdığımızda ışığın kırılmasından dolayı sopanın sudaki kısmı eğilmiş gibi görünür. Fakat sopa düzdür. O halde algılarımız bizi yanıltabilir."

  Dekart Meditasyonlar  

Bunun üzerine sağduyu yakındaki nesneler için algılarımızın güvenilir olduğunu ve yakından algıladığımız herşeyin gerçek olduğunu söyler. Örnek olarak da elinde tuttuğu kağıdı gösterir. Şüpheci ise sağduyunun rüyada olabileceğini ve rüyadayken algıladığımız hiçbir şeyin gerçek olmadığını söyler.

  Dekart Meditasyonlar  

Dekart bu dialogların sonrasında rüyayı irdelemeye başlar. "Bir kişi rüya görürken rüyada olduğunu bilmez ve şu anda bile bir rüyada olup olmadığımızı bilmiyoruz" der. "Bu yüzden algıladığımız bütün şeylerin gerçek olduğunu nasıl bilebiliriz" diye ekler (Matrix filminin ve simülasyon teorisinin temel düşüncesi buraya dayanmaktadır). Dekart algılarımızın gerçekliği tanımlamada güvenilir olmadığına karar vererek "akıl" üzerinde düşünmeye başlar. Böylece sağduyu ve şüphecinin dialogları devam eder.

 

Sağduyu gerçeklik konusunda aklın güvenilir olduğunu savunur. Rüyadayken veya uyanıkken 2 ile 2 toplandığında, sonucun her iki durumda da 4 olduğunu, bu yüzden gerçeği tanımlamada aklın her koşulda güvenilir olduğunu söyler. Şüpheci ise cevap olarak, "Ya kötü bir cin varsa ve 2 + 2 = 4 işleminde bile bizi kandırabilecek kadar güçlüyse?" diye sorar. Böylece Dekart'ın kötü cini doğmuş olur.

  Dekart Meditasyonlar  

Elbetteki Dekart'ın bahsettiği kötü cin hayali bir cindir, aklımızı karıştırıp yanlış kararlar vermemize neden olan durumlar için yapılan bir benzetmedir. Dekart kötü cin düşüncesi ile klasik şüpheciliğin sınırlarını genişleterek, yeni bir bakış açısı getirmiştir. Kötü cin fikri yüzünden Meditasyonlar eserinin ilk kısmında hiçbir şeyin kesin olmadığı sonucuna ulaşır. Bu sonucu "Şüphe etmediğim tek şey, şüphe ettiğimdir" sözü ile açıklar. Dekart eserinin ikinci kısmında ise sonunda şüphe etmediği ve emin olduğu bir şey bulur. Rüya da olsa, aldatılıyor da olsa düşünmektedir. Bu yüzden "Cogito ergo sum" yani "Düşünüyorum, o halde varım" çıkarımı yapar.

 

 Konuyu geliştirmemize yardımcı ol, konuyu değerlendir.
%100

 

 Bu konuyu paylaş

 

 Yorum yaz, soru sor, geliştirme öner
E-Posta adresiniz yayınlanmayacak.

 

 İlk Yorumu Sen Yap