Tarihte Osmanlı ve Avusturya imparatorlukları arasında pek çok savaş gerçekleşmiştir. 1526'da Mohaç meydan muharebesi ile başlayan savaşlar iki asırdan fazla sürmüş ve 1791'de Ziştovi anlaşması ile sona ermiştir. Bu savaşlar içinde öyle bir savaş vardır ki tarihteki en saçma savaş ünvanını elinde bulundurmaktadır. Bu savaş Şebeş Savaşı'dır.

Avusturya İmparatorluğu 1788 yılında Osmanlı ordusunun ilerleyişini durdurmak ve Tuna nehrinin kontrolünü sağlamak için Avusturyalı, Fransız, Sırp, Alman, Hırvat ve Polonyalılardan oluşan 100.000 kişilik bir ordu hazırlayarak günümüzde Romanya'da bulunan Şebeş kasabasına gönderdi. Ordu Şebeş'e yakın mesafede kamp kurarak Osmanlı Ordusu'nu beklemeye başladı.

Gece çöktüğünde ordu komutanı 2. Joseph Osmanlı Ordusu'nun gelmesi beklenen yöne bir devriye gönderdi. Devriye, yolu üzerinde yerel halk ile karşılaştı. Yerel halk askerelere varillerce içki satabileceklerini söyledi. Durumu fırsata çevirmek isteyen devriye askerleri yerel halktan içki satın alıp içmeye başladılar.

Devriyenin gecikmesi üzerine Avusturya Ordusu ikinci bir devriye daha gönderdi. İkinci devriye ilk devriye askerlerini ateşin etrafında tamamen sarhoş, şarkı söylerken ve içki içerken buldu. İkinci devriye askerleri de ilk devriye askerlerine katılmak istedi fakat ilk devriye askerleri içkilerini paylaşmak istemedi. Alkolün de etkisiyle iki devriye arasında kavga çıktı.

Kavga şiddetlendi ve bir askerin silahını ateşlemesiyle çatışmaya dönüştü. Silah seslerini duyan kamptaki askerler arasında "Türkler, Türkler" diye bağıranlar oldu. Böylece ordu teyakkuza geçerek silah seslerinin geldiği yöne doğru ateş etmeye başladı.

Kavga eden devriyeler de kamptan gelen silah seslerinden ordunun teyakkuza geçtiğini anlayarak Osmanlı Ordusu'nun geldiğini düşündü ve kamp alanına doğru harekete geçti. Devriyeler kampa yaklaştığında Avusturyalı subaylar durumun farkına vardı ve askerleri durdurmak için topluca "Halt, Halt" (Durun, durun) diye bağırdı. Fakat devriyeler farklı milletlerden oluştuğu için pek çok asker Avusturyalı subayların dediğini Osmanlı askerlerinin hücuma kalktıklarında söyledikleri "Allah, Allah" sözcükleri ile karıştırdı. Böylece devriyeler karşısındaki kişilerin Osmanlı askerleri olduğunu düşünerek kampa doğru ateş açmaya başladı.

Osmanlıların kampa saldırdıklarını ve kampı ele geçerdiğini sanan ordunun baş komutanı, tepelere yerleştirilen toplara ateş emri verdi. Böylece kamp alanı toplarla dövüldü. Avusturya ordusu panik, korku içinde dağılarak geri çekildi. Her gölgeye Osmanlı askeri diye ateş açan askerlerin geri çekilmesi sabahın ilk ışıklarına kadar sürdü.

Sabah olduğunda Avusturyalılar herşeyin farkına vardı. Fakat 1000 civarında asker (bazı kaynaklara göre 10.000) ya ölmüş ya da yaralanmıştı. Ayrıca kayıp asker de vardı. Dahası mühimmatın önemli bir bölümü de kaybedilmişti. Gece panik yüzünden atından düşen 2. Joseph genel bir değerlendirme yaparak bu şartlar altında Osmanlılarla savaşamayacakları sonucuna ulaşarak geri çekilme emri verdi. Böylece Avusturya Ordusu kendi kendini mağlup eden ordu olarak tarihe geçti.

Şebeş'e ulaşan Osmanlı Ordusu savaş alanına yönelse de Avusturyalılardan hiçbir iz bulamadı. Osmanlılar Şebeş'i savaşmadan aldı.